Haber

Palabıyık: Afetler sadece sarsıntı değil, sosyal medya felaketleri de var

Afetlerin başlangıcında ve sonrasında toplumla bağın kopmaması için afetin sosyolojik boyutunun da değerlendirilmesi ve revize edilmesi gerektiğini vurgulayan Palabıyık, afet sosyolojisinin tüm önlisans ve lisans programlarında zorunlu ders olarak okutulması gerektiğini söyledi. programlar.

Afetlerin sadece sarsıntı olmadığını belirten Palabıyık, sosyal medyada oluşturulan dezenformasyon içeriklerinin mağdurlar üzerinde önemli aksamalara ve alarmlara neden olduğunu söyledi.

Palabıyık, “Afet denilince sadece deprem olayı anlaşılmamalı ya da akla ilk gelen doğal afetler olmamalı. Bir anda sosyal medyada bir tür felakete dönüşebiliyor. Bu felaketi özellikle Kahramanmaraş merkezli depremde gördük. Sosyal medyadaki provokatif paylaşımlar, özellikle afetzedeler arasında büyük bir kırgınlık ve endişeye neden oldu. Hatırlarsak sosyal medyada sarf edilen ‘baraj yıkılacak’ ifadesi Hatay için sosyal medya faciasıydı. Halk panik içinde Hatay’ı terk etmeye çalıştı. Kriz daha da derinleşti. Böylece kaostan yararlanmaya çalışanlar için ne yazık ki bir fırsat doğmuş oldu. Sosyal medyanın kontrolsüz kullanımı depremde yaşayanları daha da zor durumda bıraktı.” söz konusu.

Çıkarılan dezenformasyon yasasıyla bu tür girişimlerin önüne geçildiğini belirten Palabıyık, “Ancak felaketin ardından ortaya çıkan kaosta bu tür organize fitneler işler hale geldi. Diğer ülkelerden sahneler ülkemizde olduğu gibi paylaşıldı. Bu ve benzeri sebeplerden dolayı sosyal medya adeta bir felaket ya da enkaz alanı haline geldi. Sosyal medya alanı her zaman bok üreten bir yapı olmuştur. Özellikle Twitter ve WhatsApp kümeleri karmaşayı oluşturan alanlar arasında yer aldı. Bu tür sosyal medya özellikle üniversite öğrencileri için günlük hayatın bir parçasıdır. Bu nedenle bir afet türü olarak sosyal medyanın afet sosyolojisi içinde ele alınması gerekmektedir. terimleri kullandı.

Bir felaket çağında yaşadığımıza işaret eden Palabıyık, şunları kaydetti:

“Bir felaketler çağında yaşadığımızı kabul etmek gerekir. Sadece deprem değil, yangın, sel ve diğer afet türleri de hissedilir hale geldi. Gündelik hayat sosyolojisinin bir modülü olan afetlerin toplumla ne kadar bağlantılı olduğunu gördük. Özellikle afet sonrası yaşanan kaosun toplum hakkında neler söylediği uzmanlar tarafından analiz edilmelidir. Çünkü gündelik hayat sosyolojisi günümüzün en değerli çalışma alanlarından biri haline geldi. Gündem hızla değişiyor ve bu değişime ayak uydurmak çok zor. Bu nedenle sürekli günlük hayata dair notlar alıyor ve bu notların toplumsal tabanını yeniden analiz ediyoruz. Günlük hayatın gerçekleri arasında afetlerin hız kesmeden devam ettiğini gördük. Afet türlerinin çeşitlerini her yıl hızla yaşıyoruz. Afetlerle yaşamaya neredeyse alıştık. Toplumsal alışkanlıklar bize afetlerin de bir sosyolojisi olduğunu ve bu sosyolojinin tam olarak anlaşılabilmesi için akademik bir sürecin başlatılması gerektiğini öğretmiştir. Afet sosyolojisi dersinin tüm önlisans ve lisans programlarında uygulanabilir olması için elimizden geleni yapmalıyız. Tüm akademik birimlerin hazırlık veya ilk yılında afet sosyolojisi dersi uzmanlar tarafından verilmeli ve sosyoloji kapsamında bahis ilerletilmelidir. Uygulamalı sosyoloji, afet sosyolojisi anabilim dalı haline gelmeli ve tezli olarak süreç başlatılmalıdır.”
 

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

-
Başa dön tuşu
istanbul escort
istanbul escort
istanbul escort